KURUMSAL EĞİTİMLER

Ülkemizde 1.700.000 ‘den fazla kuruluş bulunmakta ve kayıtlı çalışan sayısı da 33.0000.000 ‘dan fazla sayıda. Tüm bunların kırılımlarına bakıldığında ve detaylı incelendiğinde sektör sektör ayrım ve kamu, özel şeklinde detaylara ulaşmak mümkün. Ülkemizde ayrıca 3000 ‘den fazla kamu ve özel dahil eğitim alanında işletme ve bu alanda çalışan epeyce kişi var. Akaryakıt sektöründen, Turizm sektörüne, devlet işletmelerinden, özel işletmelere, enerji sektöründen, tıp sektörüne, teknoloji sektöründen, bankacılık sektörüne kadar hemen hemen her alanda bir işletme yer alıyor. Lise ve sonrasında ki yüksek öğrenimde aldığımız bilgiler, kullanmasını bilenler için bir nebze de olsa can suyu oluyor çünkü bilginin her zaman faydası vardır, ancak nasıl kullanıldığı ya da kullanılıp, kullanılmadı ile ilgilidir.

Kurumsal Eğitimler, derken aslında kastetmek istediğimiz, çalışanların ve/veya yöneticilerin iş hayatlarında yüksek öğrenimdeki bilgilerinin yeterli şekilde kullanılamamasından ya da maalesef Türk öğrenim sisteminin özel iş yaşamı ile entegre olamamasından, üniversiteler ile özel sektör arasında bir türlü oturtulamayan bu boşluklardan dolayı, alanında daha evvel kurumsal iş deneyimine sahip ve bunları akademik olarak da desteklemiş ve kendi alanında bir uzman olan kişilerin kurumlara ve çalışanlarına verdiği eğitimler demek istiyoruz. Kurumsal eğitimler, sektör bazında farklılık gösterse de ana amaç sektörün dinamiklerine uygun ve iş yaşantısında kullanılmak üzere oluşturulmuş özel eğitimlerdir. Bu özel eğitimler için çözüm sunan o kadar fazla eğitim sektöründe şirket var ki, elbette her biri birbiri ile eşit seviyede ya da kalitede olamıyor.

Kurumsal eğitimler alanında hizmet veren başarılı 200 şirketten daha fazlasını maalesef sayamıyoruz, hatta bu 200 şirket içinde de en başarılı olanlar 44 adet. Ufak bir araştırma yaparak kim olduklarını kolayca bulabilirsiniz. Fakat kurumlar, kurumsal eğitimleri seçerken bu alanda hizmet veren şirketlerin bilinirliğine, eğitmenin popülaritesine ve bir şekilde daha önce o alanda deneyimi var mı yok mu buna bakıyorlar. Bu sarmal düşünce yapısı aynı insan kaynakları işe alım sarmalında da olduğu gibi genç ve yetenekli birini ararken hemen araya sihirli cümle olan ‘’tecrübe’’ kelimesini eklemeleri gibi bir şey. Halbuki, kurumsal eğitimler eğitmenden ziyade, eğitimin içeriği, eğitimin kendine özel bir metodolojisi ve tam öğrenmeyi sağlayacak, kalıcı öğrenmeyi tetikleyecek bir modeli olup olmadığı pek de sorgulamak istemiyorlar. Yıl içinde eğitim hedefleri belirleniyor ve bu hedefler doğrultusunda eğitim ihtiyaçları İK tarafından belirleniyor. Bugüne kadar yüzlerce kurumla kurumsal eğitimler noktasında görüştük. Her birine birazdan sizlere anlatacağım özel metodolojimizi paylaştık ve tepkileri her zaman çok olumlu oldu.

Neden?

Çünkü, eğitim sektöründe bizler sektörü değiştirecek farklılıklar yapmadığımız sürece kurumlar aslında ne sunarsak onu seçiyorlar da ondan. Bazı şirketler farklılık talep ediyor ancak yine de tüm farklılıklar daha önce denenmiş ve güven içinde hissedeceğimiz, oyunlar, motivasyon çalgıları, yarışmalar vb.lerini içeriyor.

SORUyorum?

1 – 2 ya da 3 – 5 günlük eğitimler sizce paradigmalarımızı değiştirebilir mi? (Paradigma, en basit hali ile bir şeyi yapış biçimimiz. Davranışlarımızı belirleyen tüm alanlardır. Öğrenme biçimimizi de belirler ve bir öğrenme paradigmamız vardır.)

Bir Soru daha?

– Eğer, cevabınız ‘’elbette değiştirir. Eğitmen ve içerik iyiyse değişim olur’’sa. Bir de şu açıdan bakın isterim:
– Peki o zaman neden 4 yıl okuyoruz da 1 hafta da mezun olmuyoruz?
– Ya da yüksek lisans neden doktora öncesi aslında bir hazırlık ve 1 yıl okuma, 1 yıl tez olarak sürüyor da 10 günde bitmiyor?
– Tüm öğrenme hayatımız boyunca konular neden yıl içinde yayılıyor da 2 gün haftasonu bir eğitimde öğrenip geçmiyoruz?

Şimdi cevabınız ne?

‘’Mümkün değil’’ dediğinizi duyar gibiyim. O halde kurumsal eğitimlerin 1 ya da 2 gün olması hayatımızın çok uzun bir zamanında öğrenme paradigmamızın zamana yayılarak ve tekrarlar ile olduğunu bildiğimiz bir dünyada nasıl değişebilir? Bazılarınızın şunu dediğini duyuyorum, okul yaşantısındaki öğrenme biçimimiz ve görüşümüz ile iş dünyasındaki öğrenme biçimimiz ve görüşümüz tamamen farklı. FARKLI olabilir, bu doğrudur da ama insanın öğrenme biçimi, daha doğrusu beynin öğrenme biçimi değişmez.

Bizim 3 beynimiz var, yeni beyin, orta beyin ve eski beyin. Öğrenme biçimimiz ise, 5 duyuya hitap eden ve düzenli şekilde tekrarlanan konuların kalıcı hafıza atıldığı bir yapıya sahiptir. Bunun dışında başarılı bir eğitmen size bir ‘’Bakış Aşısı’’ yapar ki ‘’Bakış Açınızı’’ değiştirebilin diye ama şu klasik sözü de kurumsal eğitimlere katılan herkes bilir ‘’Bunları anlatıyorum arkadaşlar ama iş siz de uygulamazsanız olmaz…’’ Peki, hangimiz bu eğitimlerden sonra anlatılanları birebir uyguladık ya da 10 kişiden kaçı yaptı?

Öğrenme biçimimiz olduğu gibi, ülkemizin, iş hayatımızın, aile hayatımızın, sosyal çevremizin ve kişisel olarak kendimizin de bir yaşam biçimi var. Türk insanı, bilgisayar başına geçip, animasyonlarla ya da sanal kurgularla öğrenmeye kültürü gereği tam adapte değil bizler yüz yüze iletişimde kuvvetli ve anlık sorular sormak isteyen, sorularımıza bir uzman tarafından o anda cevap verilmesini isteyen bir paradigmaya sahibiz.

Yüzyıllar boyunca eğitim alan ve veren şekli değişmedi aslında. İlk insanlardan bu yana hep bir anlatıcı ve onu dinleyen bir katılımcı/dinleyici vardı, bir çok şey değişti günümüze kadar ama eğitim belli başlı alanlar dışında aslında hep aynı. İşte 2017 yılında yenilikler ve teknolojik gelişmeler ile eğitim alanında da önemli paradigma değişimleri olacak.

TEDi Eğitim ve Danışmanlık eğitim sektöründe yeni paradigmaları takip eden, geliştiren ve hizmete sunan yeni nesil ve yenilikçi bir eğitim ve danışmanlık şirketidir. TEDi Eğitimin kurumsal eğitimler ve bireysel eğitimler alanında yarattığı yenilikçi ve KPI (Anahtar Performans Göstergeleri) odaklı, Hibrit (Online ve Offline eğitimleri birleştiren yapı, b-learning) eğitim metodolojisi kurumsal eğitim dünyasında şirketlerin tam da aradığını sunan, kalıcı hafızaya atılan eğitimleri ve sonuç odaklı bütüncül yaklaşımı ile fark yaratıyor. Kurumsal eğitimler her ne kadar kısa süreli eğitimler olarak görülse de doğru kurgulanmış bir metodoloji ile sektör dinamiklerine uygun ve belirli bir süreyi kapsayan modellerle satış, pazarlama, finans ve diğer tüm alanlarda etkili sonuçlar almamızı sağlıyor.

Eğitimler tam öğrenme metodolojisine uygun şekilde tasarlanırken, öğrenme modeli OTJL (On the job learning) ile pekiştiriliyor, -ölçmediğiniz şeyi yönetemezsiniz- sözünden de yola çıkarak tüm eğitimler dijital ortamda sınav, quiz ve test şeklinde ölçülür ve 12 farklı dilde grafiksel olarak raporlanır. Ardından saha testleri, videolu eğitimler, analizler vb. uçtan uca eğitimler bütüncül şekilde kurumlara özel tasarlanır.

Bir şeyi öğrendiğimizde onu %100 hatırladığımız gün sadece o gündür.

Bu nedenle günler geçtikçe, belirli aralıklarda tekrar edilmezse öğrenilenler unutulmaya başlar. Ayrıca öğrenilenler uygulanmazsa davranışa dönüşmez (biz buna kaslar oluşmaz deriz) bu nedenle de kısa süreli eğitimler gelir-geçer şeklinde kalır. Haliyle şirketlerin kurumsal eğitimlere ayırdıkları bütçeler tam anlamı ile sonuç odaklı satışları arttıran ya da KPI’ları arttıran bir fayda/değer yaratmamış oluyor.

Bu nedenle planlanmış aralarda, düzenli tekrarlar ve hibrit bir eğitim modeli ile uçtan uca çözümü sağlamak ve ardından performanslarda artışı görmek mümkündür.

Ümit ÜNKER
TEDi Eğitim ve Danışmanlık Ltd. Şti.
Kurucu – Genel Müdür
Eğitmen ve Danışman
www.tediegitim.com

administrator
Ümit ÜNKER Kıdemli Eğitmen ve Yazar Education 2.0 Uluslararası ''Eğitimde Üstün Liderlik Onur Ödülü'' Uluslararası Kalite Ödülleri ''Yılın En İyi Eğitim Lideri'' Ödülü İş Dünyası ve Girişimcilik alanında ''Yılın En İyi Eğitmeni'' Ödülü Milliyet Köşe Yazarı Harvard Business Review Blog Yazarı Akademi Derneği Onursal Üyesi National Association of Sales Professionals (NASP) Yazarı TEDi Eğitim Kurucu | Genel Müdür