Hızla dijitalleşen dünya insanların sosyo-ekonomik yaşantılarını derinden etkileyerek tüketici davranışlarında muazzam değişiklikler yaratmıştır. Bununla birlikte iş alanlarının çeşitliği artmıştır ve bu çeşitlilik iş yapış şekillerinin doğal değişimini de beraberinde getirmiştir. Şüphesiz uluslararası ticareti de bu değişimin dışında tutamayız. Arz-talep dengesini oluşturan tüketici faktöründen direkt olarak etkilenen dış ticaretin klasik yapısı, güncel koşulların ihtiyacına karşılık verebilmek
Design Thinking (tasarım odaklı düşünme) yaratıcılık ve farklı düşünceyi temel alan, farklı bakış açıları oluşturarak sorunların çözümüne odaklanan insan merkezli bir yaklaşımdır. Kavram olarak ülkemizde son yıllarda yaygın bir şekilde dile getirilse de batıda popülaritesi yeni değildir. Özellikle Apple, Google, SAP gibi şirketler tasarım odaklı düşünme becerileriyle başı çeken en bariz örneklerdir ve ayrıca dünyanın
Rekabetçi pazarlarda bir işletmenin uzun yıllar ayakta kalabilmesi ve sürdürülebilir karlılığı sağlaması için marka faaliyetleri kadar finansını da iyi yönetmesi gerekir. Karlılığı sağlayan sadece üretim ve hizmet kalitesi değildir; aynı zamanda işletme giderleri ve kaynakların etkin kullanımı bu amaca doğrudan etki eder. İş yönetiminde finansmanın doğru yönetimi için iki ayrı harcama kategorisi vardır: Capex ve
Temel İkna Teknikleri Her gün çok çeşitli şekillerde ikna ile karşı karşıyayız. Ortalama bir insan günde binlerce reklama maruz kalıyor. Yemek üreticileri en yeni ürünlerini almamızı isterken, film stüdyoları da en son gişe rekorları kıran filmleri görmemizi istiyor. İkna teknikleri, hayatımızın çok yaygın bir bileşeni olduğundan, dış kaynaklardan nasıl etkilendiğimizi gözden kaçırmak çoğu zaman çok kolaydır. Genel
Turizm dediğimizde dünyada ilk akla gelen ülkelerden biri Türkiye’dir. Ülkemiz hizmet sektöründe yaşadığı gelişmeler sayesinde hem yerli hem de yabancı turistlerin ilgi odağıdır. Ülkemiz farklı turizm türlerinde her bölgesinde bölgesel ve küresel kalkınmaya başladı. Dijital olanaklar turizmde markalaşma anlayışını da değiştirdi. Turizm alanında faaliyet gösteren firmalar markalaşmak için internet dünyasına yönelik yatırımlarını artırmalıdır. İnternet sayesinde
Duyusal pazarlama, kısaca bir fırına girdiğinizde, fırından çıkan kokunun sizi tatlı (veya benzeri bir ürün) almaya teşvik etmesi ile örneklenebilir, bir kitapçıdaki yoğun kitap kokusu da bunlardan biridir. Örnekleri çeşitlendirebileceğimiz gibi, mağazalardaki iç dizayn, çalınan müzikler ve ortam kokusu genellikle özel olarak seçilir. Tüm bu etmenler bir tesadüfün dışında muhtemelen, bağlılığınızı ve en önemlisi “paranızı” kazanmak için
Programatik reklam ya da reklamcılık, alım – satım işlemlerinin ve sürecinin insanlar tarafından değil de, makineler tarafından yapıldığı bir reklamcılık çeşididir. Özetle bu reklamcılık modelinde, tamamen veriye dayalı olarak anlık teklifler, bazı yöntemlerle, yayıncı ve reklam veren arasındaki satın alma işlemi borsalar üzerinden gerçekleşir. Programatik reklamcılığın en önemli özelliği, satın alma kararlarının insanlar tarafından değil,
Yeniden pazarlama (remarketing) ; daha önce sitenizi ziyaret etmiş kullanıcıları ilgi alanlarına göre Cookie yardımı ile etiketleyip, sitenizden ayrıldıktan sonra ziyaret ettikleri sitelerde reklamlarınızın yeniden görülmesini sağlayan bir reklam modelidir. Bu reklam modelinin kullanılma nedenlerinden birisi, kullanıcılar ilgilendikleri bir ürünü inceleyip sitenizden çıktıktan sonra başka sitelerde dolaşırken ürününüzü tekrar eden reklamlarla almasını sağlamaktır. Web sitenizde
Retro pazarlama( nostalji pazarlama ); unutulmuş markaların canlandırılması ve yeniden talep bulması amacıyla geliştirilen pazarlama stratejilerine verilen isimdir. İnsanların geçmişteki yaşantılarının canlanmasını sağlayan pazarlama yöntemine verilen addır. İnsanların zihninde canlanan anılar sayesinde ürünü almak için bir karar vermeleri amaçlanır. Retro pazarlama yaparken markanın geçmiş durumuyla bir bağlantı kurmak şarttır. Diyelim ki markanın geçmişi ile ilgili
Solucan gübresi üretiminin Türkiye’de artış göstereceği öngörülmektedir. Türkiye Solucan Gübresi Üreticileri Derneği’nin verilerine ülkemizde aylık solucan gübresi üretimi miktarı yaklaşık olarak 70 bin ton civarındadır. Türkiye’de solucan üretimin tarihi aslında 11-12 yıl öncesine kadar dayanıyor ancak son 1.5 senedir organik tarım yapanların talebi ile solucan gübresinin üretimi bir hayli artmıştır. Solucan gübresi üretiminin dışında solucan